-
1 gül gibi bakmak
а) жить, не испы́тывать нужды́ в деньга́хб) хорошо́ смотре́ть / уха́живать (за детьми и т. п.) -
2 gül
gül Rose f;-e gül gibi bakmak liebevoll sorgen (für A); sorglos leben;gül gibi geçinmek (oder yaşamak) herrlich und in Freuden leben; in bester Eintracht leben;her şeyi gül gülistan görmek alles durch die rosarote Brille sehen -
3 gül
ро́за (ж)* * *ро́за••gülü seven dikenine katlanır — посл. лю́бишь ро́зу - терпи́ и шипы́
- gül gibi- gül gibi bakmak
- gül gibi yaşamak
- gül gibi geçinmek
- gül üstüne gül koklamamak -
4 gül
1. rose. 2. see gülbezek. 3. rose-shaped, rose. -üm my dear. - bayramı Judaism Shabuoth, Shabuot, Feast of Weeks, Pentecost. - gibi fine, excellent, perfectly good. - gibi bakmak /a/ to look after (someone, something) very well, take care of (someone, something) very well. - gibi geçinmek/yaşamak 1. to get along well together. 2. to be comfortably off. - goncası rosebud. - kokusu 1. rose perfume. 2. scent of roses. - likörü rose-flavored liqueur. - pembe 1. rose pink, rose. 2. rose-pink, rose. - reçeli rose jam. - rengi 1. rose, rose pink, rose color. 2. rose, rose-pink, rose-colored. -ü seven dikenine katlanır. proverb A person who loves roses must put up with their thorns. - üstüne gül koklamak to be disloyal to one´s sweetheart by loving another person. - yaprağı 1. rose petal. 2. rose leaf.
См. также в других словарях:
gül gibi bakmak — 1) geçimini para sıkıntısı olmadan sağlamak 2) iyi, temiz bakmak Çocuğuna gül gibi bakıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
gül — is., bit. b., Far. gul 1) Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa) 2) Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği Birleşik Sözler gülabdan gülbahar gülbank gülbeşeker gül böceği gül böreği … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük